Kendinizi Başkalarıyla Kıyaslamayın: Yolculuğunuz Sadece Sizin

Hepimiz hayatta bazı zamanlarda “Acaba artık çok mu geç kaldım?” diye düşünüyoruz, öyle değil mi? Siz hiç böyle hissettiniz mi? Fakat gerçek şu ki; her insanın yolculuğu kendine özel ve başkalarıyla kendinizi kıyaslamak sadece gereksiz stres getirir. Evet, bazen çevremizden gelen “yaş algıları” yüzünden panik olabiliyoruz ama zaman bizim kontrolümüzde.

Benim de kendi kariyerimde ve özel hayatımda böyle anlarım oldu. Mezun olduktan sonra iş hayatında hızla yerimi almak için verdiğim bazı yanlış kararlarım var. Pişmanlıklarım, kaçırdığım fırsatlar, hatalar, beklemeler, denemeler… Ama sonra anladım ki, hiçbiri boşa gitmiyor. Hepsi bir sonraki adım için birikiyor ve bana en değerli dersleri veriyor. Başkalarının hızına bakmak yerine, kendi ilerlemenizi görmek çok daha değerli.

Örneğin, bir projede sorumluluk aldım ama beklediğim sonucu elde edemedim. İlk başta hayal kırıklığı yaşadım, ama sonra fark ettim ki bu süreç bana problem çözme ve zaman yönetimi konusunda çok şey kattı. İşte bu yüzden küçük adımları küçümsememek gerekiyor; her deneyim, bizi bir adım ileriye taşıyor.

İş hayatında veya kişisel gelişimde yeni bir beceri öğrenmek, yeni bir projeye başlamak veya farklı bir yolda ilerlemek için asla geç değil. 30, 40, 50… yaş fark etmez; önemli olan harekete geçmek ve kendi zamanınızı yaşamak. Başlamak için “mükemmel zaman” yok, önemli olan cesaret etmek ve küçük adımlar atmak.

Kendi ilerlemenizi ölçerken, dünkü halinizle bugünkü halinizi kıyaslayın. Her küçük gelişme, her öğrenilen yeni bilgi sizi daha güçlü ve özgüvenli yapar. Başkalarının hikayesi sizin hikayeniz değil; sizin yolculuğunuz sadece size ait.

Unutmayın, bu yolculukta kimseyle yarışmak zorunda değilsiniz. Kendi zamanınızı yaşayın, kendi adımlarınızı kutlayın ve ilerlemenin tadını çıkarın. Çünkü her adım, her deneyim sizi daha bilgili, daha deneyimli ve daha özgüvenli kılıyor. Ve evet, başlamak için asla geç değil!